Telleme


Bonsaide tellemenin esas amacı, gövde ve dalları eğerek ağaca tasarladığımız şekli vermektir. Bir bonsai adayınıza gerek telleme gerek başka yöntemlerle şekil vermeye başlamadan önce, bu ağacınızda ulaşmak istediğiniz bonsai formunun bir taslak çizimini yapmak her zaman en doğru yoldur. Böylece kendinize bir rota belirlemiş ve bu rotadan sapmamış olursunuz.

Telleme işlemi her zaman ağaç sağlıklı iken ve doğru zamanda yapılmalıdır. Ağaca stres verici bir işlem olan telleme yanlış zamanda veya sağlıksız bir ağaçta/dalda yapılırsa, dal kaybedilebilir, hatta ağacın ölümüne bile sebebiyet verebilir kimi zaman.

Telleme işlemi için uygun zaman ağaç cinslerine göre ufak farklılıklar gösterse de ağacın uykuya girdiği kış mevsimi veya ilkbaharın erken dönemleri en uygun zamandır. Aynı şekilde bu uygun denilen dönemler ağacın cinsine bağlı olarak uygun olmayabilir.

Tel Seçimi 

Telleme için genelde bakır veya alüminyum tel kullanılır. Her ikisinin de birbirine göre belirli dezavantajları ve avantajları olsa da sizin için hangisi daha rahat elde edilebilir ise onu kullanabilirsiniz. Ansak asla demir veya çelik tel kullanmayınız. Demir ve özellikle çelik, paslanmak suretiyle çoğu ağacın özsuyu ile reaksiyona girerek, karaküf denilen ve ağaçta hızla yayılan bir çürümeye ve sonuç olarak ağacın ölmesine neden olur.

Alüminyum tel bakırdan daha ucuzdur ve daha rahat bükülebilir, ancak bakır tel de alüminyuma göre daha güçlüdür ve verdiğiniz şekli daha uzun süre koruyucudur ve ayrıca uygulandıktan sonra sertleşerek dalı daha sıkı tutar. Ayrıca rengi bir süre sonra koyulaşarak alüminyuma göre gözü daha az rahatsız edici bir görüntü sağlar. Fakat alüminyum teli tekrar kullanmak çoğu zaman mümkün iken, bakır telin tekrar kullanımı neredeyse imkansızdır ve bazı türlerde bakır, paslanma sonucunda ortaya çıkardığı bakır oksitten ötürü zehirleyici etki yaratabilir (bazı meyveli ağaçlarda).

Alüminyum tel bakır tele göre daha zayıf olduğundan, bakır tele göre daha kalın ölçüde olanlarını kullanmak gerekir. Ayrıca bakıra göre daha esnek olması sebebiyle dala zarar verme riski daha düşüktür ve bu yüzden acemilerce alüminyum kullanılması tavsiye edilir. Ancak unutmamak gerekir ki alüminyum da bazı türler için zehirleyici etki yapabilir.

Tel Kalınlığı 

Tel kalınlığı konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur. Dalı/gövdeyi eğmeye yetecek kalınlık uygun kalınlıktır diyebiliriz; genelde eğilecek dalın üçte biri (1/3) kalınlığında bir tel önerilir. Ancak eğme derecesi arttıkça daha kalın tel kullanılması, hatta dalın kırılmaması için çift sıra tel sarılması da iyi bir uygulama olacaktır. Böyle bir durumda tellerin üst üste binip birbirini kesmemesine dikkat ediniz; bu dala hasar vermenize veya dalda kalıcı bir iz bırakmanıza neden olabilir. Ayrıca unutmayınız ki bir ağacın tamamını aynı kalınlıkta tek tip bir tel ile telleyemezsiniz. Bir ağacın tellenmesi için çeşitli kalınlıklarda uygun teller kullanmanız gerekecektir.

Mantık olarak, gereğinden kalın bir tel ile tek kat sarım yerine, nispeten daha ince bir tel ile iki kat sarım yapmak, aynı gücü daha fazla dal yüzeyine yayacağından, ağaca uygulanan baskı ve stresin azaltılmasını ancak aynı derecede eğme gücü elde etmenizi sağlayacaktır. Tabii ki bu husus kalın dallar için geçerlidir; sarımı zaten zor ve riskli olan ince dallar tek kat tel ile sarılmalıdır.

Kalın bir dal ile birlikte üzerindeki daha ince dallara da şekil verilecekse, kalın dalı birden fazla (örneğin 3 kat) tel ile sarmaya başlayıp, daha sonra uca doğru ilerlerken, bu üç telin her birisini ana daldan ayrılan ince dalları sarmak için ayrı ayrı devam ettirmek de bilinen bir yöntemdir. 

Dikkat edilmesi gereken noktalar

Eğer kabuğu yumuşak bir ağacı veya dalı telliyorsanız, tellemek daha zor ve riskli olacaktır. Bu durumda tel sarmadan önce: a) Dalı önce ya çiçekçi bandı ya da benzeri bir bant (aşı bandı gibi) ile sararak veya b) Dalı doğal rafya (Madagaskar’da yetişen bir palmiye türünün yapraklarından elde edilen ve 1 metre uzunluğundaki şeritler halinde satılan bir bant) ile sararak korumaya alınız. Dal yerine teli de rafya ile sarabilirsiniz ancak kullanılacak telin uzun olması halinde bu işkenceye dönecek bir işlem halini alabilir.

Telleme yaparken ağacın özelliklerini daima dikkate alın, bazı türlerin yılın belirli zamanlarında tellenmesinin daha kolay olacağını ve iyi sonuç vereceğini unutmayın, ayrıca bazı türlerin çok fazla oranda tellemeye karşı strese girebileceğini de unutmayınız.

Ağacı/dalı tellenmiş bir halde bırakma süresi bazı etkenlere göre değişiklik gösterir. Bu etkenlerden birisi tellenen dal veya gövdenin kalınlığıdır; eğer dal kalınlığı 1,5 cm’den az ise, teli 3 – 4 ay üzerinde bırakabilirsiniz. Eğer dal 1,5 cm’den kalınsa, teli 2 yıl kadar üzerinde bırakabilirsiniz, ancak her halükarda ve özellikle ağacın gelişme dönemlerinde telleri ve dalın durumunu sıkça kontrol ediniz.

Eğer ağacınız esnek dalları olan bir türse (genelde tropik türler), telleme ile dalların şekil alması daha uzun sürecektir ve dolayısıyla yaralanma riski de daha yüksek olacaktır. Eğer dalları daha sert ve kırılgan bir tür ise, telle şekil verme 6 ayda istediğimiz sonucu verecektir.

Dalların daha rahat bükülmesini sağlamak için telleme işleminden önce ağacı bir süre susuz bırakınız. Susuz kalan dallar sertliğini bir ölçüye kadar kaybedecek ve nispeten daha esnek hale gelecektir.
Telleri gereken zamandan önce çıkarmak, dalların eski şekline dönmesiyle sonuçlanabilir, bu yüzden dallar yeterince şekil alana kadar teli ağacın üstünde tutmak daha iyidir, fakat bitki büyüme dönemine geçtiğinde teli söküp, ağaç tekrar uyku dönemine veya gelişmesinin yavaş olduğu döneme girdiğinde tellemek mantıklı olacaktır.

Çok ince sürgünleri ve zayıf dalları tellemeden önce, sürgünün telin stresini kaldırabilecek bir kalınlığa ulaşmasını beklemek veya bu mümkün değilse çok ince bir tel kullanmak daha iyidir. Ayrıca dalları telleyip şekil verdikten sonra, tekrar fikir değiştirip dalın şeklini değiştirmek iyi bir fikir değildir.

Ayrıca tellemeyi yaparken ve dalı eğerken, kulağınız mutlaka tellediğiniz dalda olsun ve dalı tellerken ve eğerken çok yavaş hareketlerle ilerleyin. Herhangi çatlama sesi gibi bir ses duyarsanız işlemi derhal durdurun.

Telleme için uygun zaman

Telleme için çoğu kitapta, makalelerde, internette değişik ayların önerildiğini görebilirsiniz. Genelde kış mevsimi önerilen bir dönemdir ancak ağacın türüne bağlı olarak yılın farklı zamanlarında da yapılabilir, çünkü her türün gelişme ve gelişimini durdurma dönemleri, uykuya girme ve uyanma zamanları büyük ölçüde olmasa da farklılıklar gösterebilir.

Ağaç gelişme aşamasındayken mümkün olduğunca tellemeden kaçınmak gerekir. Bunun istisnası, Acer, Açelya, Begonvil, Oya gibi türlerdir, çünkü bu türlerde dallar çok çabuk esnekliğini yitirir ve bir kez sertleştimi bükülmesi imkansız hale gelir. Dolayısı ile bu tür türlerde dallar henüz taze iken müdahale etmek kaçınılmazdır. Özetle, telleme için uygun zamanı tespit etmek için deneyim kazanmak ve ağacınızı yakından tanımak işin esasıdır.

- Genelde ilkbaharla birlikte ağaç büyüme dönemine girer ve bu dönemde dalların kırılması ve kabuk dokunun zarar görmesi daha kolay olur. Bu dönemde dallar ve gövde hızlı bir şekilde kalınlaştığından, tel kabuk dokuya kolayca zarar verebilir ve keserek içine gömülebilir. Bu dönemde tellenmesi kaçınılmaz ise, ağaç yakından takip edilmeli ve teller çok sıkı sarılmamalıdır. Her ne kadar telleme için uygun bir dönem gibi görünmese ve acemilere tavsiye edilmese de, profesyonelce yapılması durumunda bu dönemde (özellikle ilkbahar başında) tellemenin bir avantajı da vardır; ağaç, hafif zedelenen dalları daha çabuk iyileştirecek ve istenilen şekil daha kısa bir sürede elde edilecektir.

- Yaz mevsimi ise, kabuk dokuya (kambiyum) özsuyun yürüdüğü bir dönemdir. Bu dönemde aşırı bükme işlemleri, kambiyumun kolayca ayrılmasına/zedelenmesine neden olabilir, ancak küçük dallar da ilkbahara nazaran daha da kalınlaştığından, tellenmeleri daha rahat olur. Bu mevsimin en önemli dezavantajı, ağacın en fazla yapraklı olduğu dönem olduğundan tellemenin zorlaşmasıdır. Telleme esnasında yapraklar kolayca zarar görebilir. Tel altında kalarak ezilecek bir yaprak, çürüyerek böceklere ve bakterilere davetiye anlamına gelecektir. Ancak özellikle yaprak döken türlerde en iyi telleme zamanı da yaz ortasında (Temmuz gibi) yapraksızlaştırma işleminden hemen sonrasıdır. Zaten yaz sıcakları tam bastırdığında (özellikle sıcak iklimlerde) ağaçların gelişmesi büyük ölçüde yavaşlar ve neredeyse durur.

- Sonbahar da telleme için uygun olabilecek bir dönemdir ancak ağacı aşırı strese sokmamaya özen gösterilmelidir, çünkü ağaç tıpkı ilkbaharda olduğu gibi tekrar bir gelişme ve büyüme dönemine girer. Ancak ilkbahara göre dezavantajı ise ağacın yaralanan, zedelenen veya kırılan dalları onarması için ardından bir yaz mevsimi gibi sıcak dönemin gelmeyecek olmasıdır. Dalların hasar görmesi halinde, soğuk kış mevsiminde bu dallar onarılamayıp belki de kaybedilecektir.

- Kış mevsimi, yaprak döken ağaçlar için en uygun telleme dönemidir, çünkü hem gelişme durmuştur hem de dallar yapraksız olduğundan çalışılması çok kolay ve rahattır. Bu dönemde tellerken, ilkbaharda muhtemel sürgünlerin çıkacağı gözlere zarar vermemeye dikkat edilmelidir. Ancak bu mevsimin bir de büyük tehlikesi/dezavantajı vardır: Telleme yaparken dalların hasar görmesi (çatlama, kırılma, kambiyumun zedelenmesi, yaralanma, vs.) durumunda, ağaç kışın aşırı soğuklarda yaraları onaramayacağı için bu dal ve bağlantılı olduğu dalların ölmesi muhtemeldir. O yüzden her ne kadar en uygun mevsim gibi görünse de aynı zamanda en riskli telleme zamanı da kış mevsimidir.

Yukarıdaki dönemsel bilgiler ve uyarılar ağırlıklı olarak yaprak döken türler için geçerlidir. Çam türlerinde (ibreliler) ilkbahardan sonbahara kadar istenildiği zaman telleme yapılabilir. Ayrıca bu türlerin kış mevsiminde de yara iyileştirme özelliği olduğundan, teller sonbahar boyunca üzerinde kalabilir. Ancak don olaylarının olduğu soğuk iklimlerde korumaya alınmaları gerekir. Ancak bu türler için en uygun telleme zamanı yazın sonuna doğru başlayıp sonbaharda biten dönemdir.

Pek çok çam türünde dallarda en fazla kalınlaşmanın kaydedildiği gelişme dönemi Temmuz-Ağustos olduğundan, bu dönemden sonra sarılacak teller bir sonraki sene aynı dönemin başına kadar bir seneye yakın ağaç üzerinde bırakılabilir, ancak tellerin zarar vermediğinden emin olmak için periyodik olarak kontrol edilmeli, gerektiğinde teller çıkarılmalıdır.

İbrelilerde tellemenin sonuç vermesi daha uzun vadede gerçekleşeceğinden, başarılı bir şekil verme için bu türlerin her yıl düzenli olarak tellenmesi şarttır.

Tropikal türler her daim yapraklı olduğundan ve (sıcak iklimlerde) her zaman büyüme gösterdiğinden, bu türler için belirli bir telleme zamanı yoktur. Yılın herhangi bir anında tellenebilirler. Ancak bu türler soğuğa karşı korunmalı ve uyku dönemine girmelerine pek izin verilmemelidir. Ayrıca, iklim müsait olduğu sürece devamlı ve hızlı bir büyüme gösterdiklerinden, tellemeyi ne zaman yaparsanız yapın, ama sıkça kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Bu türlerde telin dalı kesmesi veya dala gömülmesi çok hızlı gerçekleşebilir.

Tüm bu bilgilere bakarak özetlemek gerekirse, ağaçların tamamı için uygun bir telleme zamanından bahsetmek, hele de kesin çizgiler koymak çok yanlıştır. Telleme için uygun zaman, bulunduğunuz bölgenin iklimine, ağacın türüne, ağacın özelliklerine, özellikle de deneyime göre değişkenlik göstermektedir.

Telleme için kullanılabilecek yardımcı malzemeler

Çiçekçi Bandı: Genelde çiçekçilerin süsleme ve çiçek/buket bağlama için kullandıkları, kurdeleye benzeyen bir banttır. Bant, telin bir ucundan spiral şeklinde sarılmaya başlanarak diğer ucuna kadar devam ettirilir ve tel komple bantla sarılmış olur. Bandın iki kat sarılması daha iyi olacaktır.

Teli bantla sararken, bandı gerdirerek sarmanız, bandın kolayca açılmasını engelleyecektir (aksi halde gevşek sarılan bir bant telleme esnasında açılarak telin üzerinden kayacaktır). Bu şekilde, dala saracağınız telin dalı zedelemesini, kesmesini, vs. büyük ölçüde engellemiş olursunuz.

Eğer bandı kahverengi, koyu yeşil gibi tonlarda seçerseniz, tellenmiş durumdaki ağaç göze hoş görünür.

Doğal rafya: Madagaskar civarında yetişen bir palmiye türünün yapraklarından elde edilen bir malzemedir ve hobi malzemeleri satan mağazalardan emin edilebilir. Genelde yün yumağı gibi veya saç örgüsü şekilde satılmaktadır. Kuru halde fazla esnek değildir, ancak sarılmadan önce ıslatıldığında esnek ve dayanıklı bir hal alır.

Teli sarmadan önce dalın rafya ile kaplanması, dalın kambiyum dokusu üzerinde bir tampon vazifesi görerek telin verebileceği zararları minimuma indirger ve aynı zamanda telin dala gömülmesini önler. Ancak özellikle ince dalları rafya ile sarmak zor bir iştir ve ağaç yapraklıyken çok daha zor bir iş haline gelebilir.

Rafyayı kullanmadan önce yarım saat kadar ılık suda bekletiniz. Daha sonra 2-3 tane rafya şeridini başparmağınız ve işaret parmağınızla tutup çekerek düzeltiniz. Sarmaya başlayacağınız noktada bir iki tur sardıktan sonra spiral bir şekilde dala/gövdeye sarmaya başlayınız. Sıkı sarmaya, teli saracağınız yönde sarmaya, sararken dalları da elinizle destekleyerek kırılmasını önlemeye ve sardığınız rafyanın altında yaprak kalmamasına özen gösteriniz.

Sardıktan sonra ucunu dala sabitlemeyi unutmayınız ve rafya kurumadan da tellemeye başlayınız. Rafya sarılmış dala ve gövdeye ara sıra su spreyleyiniz, bu sayede rafyada yırtılmalar olmayacak ve kambiyum doku da nemli kalarak zedelenmeler minimuma indirilmiş olacaktır.

Uygulama

Tellemenin kolay uygulanabilmesi için belirli kriterlere uymakta fayda vardır.

Tellemeye en kolay bölgeden başlanmalıdır, erişilmesi zor olan dalları en sona bırakınınız. Bu şekilde, önceden tellediğiniz düzenlenmiş dallar, zor olan dallara erişmenizi daha kolay hale getirecektir. Ayrıca, dalların kırılma, çatlama ve kopmaya karşı en hassas oldukları noktalar gövdeden ve birbirlerinden ayrıldığı çıkış noktalarıdır.

Genelde gövdenin en alt kısmından başlayıp yukarıya doğru ilerlemek en doğru yöntemdir. Gövdeyi telledikten sonra, alttan başlayarak yukarıya doğru ana dalları tellemeye başlayın. Bu işlem tamamlandıktan sonra en alttaki dalın ince dallarını ve yukarıya doğru diğer ana dalların ince dallarını telleyin. Aşağıdaki resimde (şekil 1), tellemenin öncelik sırası basit bir şekilde gösterilmiştir.


Telleme teknikleri

Tellemeyi yaparken unutulmaması gereken birinci husus, teli sağ elinizle sararken, sol elinizle daima teli sardığınız dalı desteklemeniz gerektiğidir.

En iyi telleme, eşit aralıklarla yapılan, tellerin kesişmediği, göze kötü görünmeyen ve dalın en ucunda biten tellemedir (bkz. şekil 2).


Telin başlangıcı dala veya gövdeye sabitlenmelidir. Tel, çok sıkı veya çok gevşek sarılmalıdır ve sarım açısı 45 derece olmalıdır (bkz. şekil 3).


Eğer sarım çok sık aralıklı olursa, tel yay görevi görür ve dalı istenildiği gibi tutmaz. Eğer aralık çok geniş olursa, bu defa telin tutma gücü daha zayıf olur. Dolayısıyla 45 derecelik açı ile sarım en ideal sarımdır. Saracağınız dal için keseceğiniz telin uzunluğu, dalın uzunluğunun bir buçuk katına yakın olmalıdır, ancak biraz uzun kesmek daha kısa kesmekten her zaman daha iyidir.Örneğin telleyeceğiniz dal 10 cm ise, teli 14-15 cm kesmek uygun olacaktır.

Ana dalı sarmaya başlamadan önce telin ucunu mümkünse saksı tabanına sabitleyiniz ve aşağıdaki resimde (bkz. şekil 4) gösterildiği gibi 45 derecelik açıyla yukarı yönde sarınız.


Çatal şeklinde iki dala ayrılan gövdede, her iki dalı bir tel ile (teli ikiye katlayıp, her dala birini sarmak suretiyle) sarmak en ideal yöntemdir (bkz. şekil 5). Bu yöntemde dalları sırasıyla veya aynı anda sarmak yerine, önce her iki dalda bir miktar sarımı aynı anda yaparak telin sabitlenmesini sağlamak, daha sonra önce bir dalı tamamlayıp sonra diğerine geçmek en uygun yoldur. Dallardan birini sarmayacak bile olsanız, o dala birkaç tur sarım yaparak teli sabitlemeniz yine de gerekecektir. Bu tip dallarda, dalın çatal kısmındaki açıyı biraz genişletmek yani dalları birbirinden biraz ayırmak gerekirse çok dikkatli olunmalıdır, zira bu bölge/nokta, kırılmaya karşı en hassas olan noktalardan birisidir.


Gövdenin/ana dalın çatal gibi simetrik bir şekilde değil de, değişken yerlerden ayrılıyor olması durumunda, başlangıç noktasını yine yukarıdaki çatal dalı sarma yönteminde olduğu gibi teli iki dala birkaç tur aynı anda sararak sabitledikten sonra, dalların tekrar birbirinden ayrıldığı noktaya kadar sarınız (bkz. şekil 6). İkinci ayrılma noktasında teli dallardan istediğinize sarmaya devam ediniz ve diğer dalı daha sonra farklı bir tel ile sarınız.


Gövdeden çıktıktan sonra belirli bir mesafede tekrar çatallanan bir dalı sararken, öncelikle aşağıdaki resimde (şekil 7) gösterildiği gibi teli gövdeye sabitleyiniz ve çatal noktasına kadar teli çift kat sarınız. Daha sonra telleri ikiye ayırarak her bir dala telin bir ucunu sarınız. Buradaki sorun, ne kadar uzunlukta ve kalınlıkta telin gerekeceğini kestirmenin zor olmasıdır. Çatal noktasında ayrılan dalların aynı kalınlıkta olması hesaplamayı kolaylaştırır, fakat farklı kalınlıkta ve uzunlukta olmaları halinde, telin boyunu kalın dala, kalınlığını ise ince dala göre seçiniz. Eğer seçtiğiniz tel kalın olan dalı şekillendirmede yetersiz kalırsa, ana gövdeden başlayarak o dala bir tel daha sarabilirsiniz.


Eğer dalları telleyerek aşağı doğru eğecekseniz, teli sarmaya dalın üstünden başlayınız (bkz. şekil 8). Eğer dalı yukarı doğru eğecekseniz teli sarmaya dalın altından başlayınız (bkz. şekil 9).

Aynı mantıktan hareketle, eğer telleyeceğiniz dal size göre sağ tarafta ise ve bu dalı kendinize doğru çekmeniz gerekecekse, teli saat yönünün tersine sarınız, eğer dalı sizden uzağa doğru iterek eğecekseniz o zaman saat yönünde sarınız. Eğer eğeceğiniz dal size göre sol tarafta ise, bunun tam tersini uygulayınız.

Eğer dal üzerinde yeni bir dal çıkarmak istediğimiz bir nokta varsa ve özellikle de bu noktadan yeni bir sürgün çıkıyorsa, çok dikkatli tellemek hatta mümkünse bir müddet o sürgünün uzamasını beklemek daha uygun olacaktır. Ancak yeni çıkan bu sürgün zaman kaybedilmesi halinde istemediğimiz bir yönde büyüyebileceğinden, yazın sürgün tam sertliğe ulaşmamışken çok sıkı olmamak kaydıyla tellenmesi veya bir iple çekmek suretiyle şekillendirilmesi de alternatif bir yöntemdir.

Her ne kadar şekillendirme için telleme işlemi gerekli gibi görünse de, aslında her zaman şart değildir. Eğer dala/dallara kavisli şekiller vermek değil de sadece belirli bir yönde eğmek gerekiyorsa, eğeceğiniz dalı iple/telle başka bir dala veya gövdeye ya da saksı kenarına bağlayıp gerdirmek (teli gerdirmek için bkz. şekil 10) veya aşağı eğmek için de dala ağırlık asmak suretiyle bu amaca ulaşılabilir. Ancak bu uygulamalarda da doğru kuvveti veya ağırlığı tespit etmek çok önemlidir, ayrıca takacağınız ağırlıklar güçlü rüzgarlarda dalın kopmasına neden olabilir.

Ancak bu yöntem, taze dallara hasar verebileceğinden, telin veya ipin dalın üzerinden geçtiği ve temas ettiği noktalara sünger veya kauçuk gibi koruyucu malzemeler koymak çok yerinde olacaktır.


Yukarıda resimli gösterilen yöntemde, dalları çok fazla zorlamamaya çalışınız. Fazla germeniz halinde dal aniden kırılabilir. Bir çatlama sesi duyduğunuz anda germeye son veriniz ve hafif gevşetiniz ve bırakınız. Eğer bu sorunlu dalı daha da eğmeniz gerekirse, eğme işlemine bir sonraki telleme döneminde devam ediniz.

Tellemenin estetik yönü

Yaprakların çıktığı noktalar ve ikincil dalların ana daldan çıkış noktaları genelde ağaç dallarının yön değiştirme noktalarıdır. Bu noktalarda yapılacak yön değişiklikleri doğal görünecektir. Ancak bu boğumlar arasında kalan kısımlarda fazla hareket kazandıracak eğmeler doğal görünmeyecektir. Ayrıca bir dalı eğerken, ikincil dalın çıktığı nokta dış bükey kısımda kalacak şekilde eğin. İçbükey kısımdan çıkan ikinci bir dal da doğal görünmez.

Özellikle yaprak döken türlerde, dalların dümdüz olduğu bölgeler hareketli kavisler verecek şekilde eğmek ve ayrıca bir dalı sadece sağa sola değil aynı zamanda yukarı-aşağı hareketler yapacak şekilde de bükmek dalların daha estetik görünmesini sağlar.

Tellerin sökülmesi

Telleri çıkarma zamanı geldiğinde kesinlikle geri sökerek değil, keserek çıkarmalısınız. Geri sökerek çıkarmak, dala zarar görme tehlikesi bakımından teli sarmaktan bile daha risklidir. Çok deneyimli ve profesyonel olmadıkça bunu yapmaya çalışmayınız, hatta deneyimli olsanız bile, yeni tel alacak durumunuz olduğu sürece bunu yapmayınız. Zaten teli geri sökerek çıkarabilseniz bile, bu teli tekrar kullanmanız neredeyse imkansız olacaktır.

Telleri kesmeye önce gövdeden başlayınız, dallardaki telleri keserken de dalın kalın olduğu kısımdan başlayınız. İnce dallardaki telleri keserken daha da dikkatli ve özenli davranınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder